31 Ağustos 2010 Salı

21

Korkunç mide bulantısı, tipik migren ağrısı, ayağı vuran ayakkabılar, resmi tatilde dergide olmak-hem de boşu boşuna- ve mesai bitiminde sevgilinin gelişi... 21 böyle geldi bana. 'Kelepir' bir cafede mız mızlanırken sağ omzumun üstünden sarı bir mumla iniveren ufacık browni... Sevgilimin gözlerindeki mutluluk bana da bulaştı o dakikalarda. Son iki haftadır bana yaptığı pastalı süprizlerin en sevimlisiydi bu. 21'e üzülemedim bu defa. Mumumu üfleyip ona bakınca, onunla yaşlanacağımı hatırlayıp sevdim 21'i. Şimdiye kadarki tüm mumlarımın dileğiydi o, öyle de kalacak. Bunu bildiğimi fark edince de sevdim 21'i. Bu sabah uyandım ve kırmızı bir ruj sürdüm. 21 olmuştum ve mutluydum.

Hiç yorum yok: