14 Mart 2008 Cuma

Direnç-İnanç

Az kaldı biliyorum.
Ama yine de ruhumdan bir kaç parça şey -artık neyse o- direnmekte zorluk çekiyor. Çoğu kez bunu söylüyorum. Az kaldı.
Uzun zamandır sabrediyorum, direniyorum. Sıkıştığımı hissediyorum, bir kaç metre karede futbol oynuyor gibiyim. Çarpıyorum, düşüyorum, canım acıyor. En kötüsü bu ufacık alanda çoğu kez kayboluyorum.
Hiç hırpalanmadığım kadar hırpaladım bu sefer kendimi. İnsanların bana zarar vermesine daha önce hiç bu kadar izin vermedim. Evet izin verdim. Bile bile yaraladım kendimi. Ama bu sefer üçüncü çoğul şahısları soktum araya, kendi kendime yapmadım. Bıraktım onlar acıtsın canımı. Herşeye eyvallah diyebilecek kadar da büyüdüğümü gördüm.
Ondokuzumu görmeden. Artık gereğinden fazla sıkıldım. Yollarda kalıyor bir kaç parçam trenlerde, otobüslerde, paldır küldür minübüslerde. Çok yoruldum, bu bir kaç ayı beklemek kadar zor birşey yok artık gözümde. Ha sen bunu da bekle, gerisinin içine edeyim diyorum çığlık çığlığa...Direniyorum.
Hiç sabretmediğim kadar sabrediyorum. Bir kaç metre kareden çıkıp gitmek için. Teker teker özür dileyip, herkesi unutmak için...Bileğime dövmemi yaptırmak için. Çok üzgünüm, direniyorum.

9 Mart 2008 Pazar

git

çok şeyler yazmak isterim de beyin kıvrımlarım birbirine dolanmıştır, beceremem.
ruhumun çıkmaza dayandığı bir noktadayım bu konuda.
dinleniyorum.
dinlenmeye gidiyorum.
kimseler okumuyor, biliyorum.
olur da okunursa bilinsin istiyorum:
bilmediğim çatlaklar var.
sızım sızım bir şeyler akıyor.
tasa içinde değilim ya, bazen sızıldıyor bilmeden..
inceden inceye hassasım da inciniyorum.
biliyorum, ne bok yersem kendim yiyorum.
biliyorum, neye ağladıysam sebebi bendim.
biliyorum, sızlıyorsa eğer ben izin verdiğim için açıldı da sızlıyor.
dinlenmeye gidiyorum.
iyi olmadan dönmeyeceğim.
bu boku yemeyeceğim.
gidiyorum.