19 Ağustos 2008 Salı

günce-3

huysuz bir gün bugün. günlerdir süren keyifsizlik ve memnuniyetsizlik halimin alışılmış, haliyle dinginleşmiş durumu var üstümde bugün. hiçbir yerde olmak istemediğim bir gün bugün. belki bir iskelede olmak isterdim, ege dolaylarında. belki... her şeyi ertelediğim bir gün bugün: yazmam gereken haberleri, okumam gereken makaleleri, yemek istediğim profiterolü, bilgisayarımı karıştırdı diye laf sokmak istediğim o adamı, değiştirmem gereken gömleği... kontrolsüzce yemek istiyorum bugün, evimde oturup film izlemek. bir türlü bitiremediğim şu lanet kitabı bitirmek sonra da okumak istediğim o kitapları okumak istiyorum bugün. bu hafta içinde bir şeye delicesine mutlu olayım, kendimi gerçekten ama gerçekten iyi hissedeyim istiyorum. dünyaya o zaman dönecekmişim gibi geliyor... bunca yıl olduğu gibi yine bugün, yarın sabah uyandığımda her şeyin yoluna girmiş olmasını istiyorum. sızıldayan çatlaklarımı onarabilmem gerekiyor, canım daha çok yanar ya da beceremem diye bulaşmıyorum ama yapmam gerekiyor. huysuz bir gün bugün. öptüğümde prens olacak sandığım o kurbağayı kaybettim. kulağımda taşımıştım oysa bunca sene. o masaldaki kızın istekleri şeytanın kulağında diye benim de hoşuma gitmişti masal kahramanımı kulağımda taşımak. gerçi ben kimsenin şeytanı değilim. şeytan olmak da istemedim hiçbir zaman. birisinin hayallerini kulağımda taşıyacak olsam da... bu hafta gerçekten güzel bir şey olsun. mesela geliversin o çok beklediğim! evet buna gerçekten sevinebilirim. gerçekten kendimi iyi hissedebilirim. sıkıntıdan sessizleşiyorum ve kafamda sivilceler çıkıyor yine. delicesine yemek yemek istiyorum. bu bir depresyon belirtisi değildir, değil mi? sedef de gidiyor haftaya. gerçekten keyifsiz bir gün bugün. muhtemelen o çok beklediğim de gelmez bu hafta. barış da fena. ben... kötü geçiyor günler. karnım aç değil ama, gidip yemek yiyeyim bari... bu bir depresyon belirtisi değildir, değil mi? huysuz bir gün bugün, gerçekten huysuz...

Hiç yorum yok: