18 Eylül 2008 Perşembe

"mutluluk her yanda, üzülmem için dinozor olmam gerek!"

birileri demişti: "dibe vurmadan yüzeye geri çıkamıyorsun" diye. doğru söylediğini biliyordum ve bunu yaşayacağımı da biliyordum. sancıdım, en sonunda doğurdum acımı. geçti sonra. geçecekti, biliyordum.
sevdiklerimize sarıldık. kontrolümüzü kaybedip ağladık. çığlık çığlığa kahkaha attık sonra. anlattık. dinledik. gülümsedik... gülümsedik... kendimize iyilik yaptık. saçlarımızı kestirdik. hayatımızı nispeten raya soktuk, sonradan çıkartıp alt üst etmek üzere yine. hafiften yağmur yağdı diye sevinip hırkalar çekindik üstümüze. bavullara tıkıp sevdiğimiz kıyafetleri, donanıp merak ettiğimiz kitapları ve dolunup özlediğimiz şarkılarla kutu kutu trenlere bindik. uzun uzun raylar seyredip huzurun kucağına düştük. karşı durduk, sadece mutlu olma eylemine izin verdik. kahveler içip, soslu makarnalar yedik. beraber uyuyup birbirimize sıcak kekler verdik. yağmurlu sabahlara uyanıp konuşmadan gülümsedik. sonra yine sarıldık. hep güldük ve sarıldık... ruhlarımızın varlığını hatırlayıp adam olmak istedik. adam olduk. boyun eğmedik, savaştık. güçlendik, susmadık. evet evet, çelişkiler yumağı içersinde dibe gidip geldik ve yüzeyde sırt üstü uzanıp şarkılar söyleyerek yüzmeye başladık şimdi. fantastik bi dünya yarattık, kahkahalar atıyoruz histerikçe! mutluyuz. yargılamak için sebep mi var?

aynı anda dağılıp aynı anda seviniriz biz. birbirimizi özleyip kahkahalarla ararız sonra birbirirmizi. yakın zamanlarda yaşlılıklarımızı huzursuzca karşılayıp işin kaşarı olduğumuzu fark eder ve hayatın canına okumaya başlarız. büyürüz işte lan, kime ne? yargılamak için sebep mi var?

2 yorum:

Kaffy dedi ki...

başlık süper.

ondine dedi ki...

sevgili kaffy,
bu cümle mor ve ötesi'nin bir şarkısında geçiyordu. sanırım şarkının adı da "hayat"tı.