Bahar geldi ve bir klişe kendini yeniden doğurdu; tüm satırlar "aşk"a teslim oldu.
Bu yüzden sabahları insanların çatık kaşları gevşemeye başladı, bu yüzden sakinleşti tüm adımlar... bu yüzden ifadelerdeki gülümseyişler eskisi kadar sakil durmuyor, bu yüzden yemekhane sırasında çatallar kaşıklara vurulmuyor... bu yüzden daha çok sarılıyorlar birbirlerine tüm mesafeleri saniyeler içinde kat edip, bu yüzden olur olmaz kahkaha atmaktan çekinmiyorlar... bu yüzden yorgunluklar kovalandı çoktan ve aşılmaz sanılan yollar yürünmeye başlandı birer külah vanilyalı dondurma eşliğinde... bu yüzden tüm karşıtlıklar hiçe sayıldı da umulmaz cesaretler kuşanıp yücelir oldu insanlar değerleri için.
Bahar geldi ve umut uyandı tüm karamsarlıklara rağmen. İnsanlığın üzerindeki kir pas, kısa bir süreliğine dahi olsa, halının altına süpürüldü ve beyin kıvrımları arasındaki atıklar sıyrılıp atıldı. Bahar temizliği yapıldı bedenlerde ve kıtalarda, bulutlarda ve toprakta...
Bu yüzden yağmur daha asil yağar oldu, bu yüzden çim kokuları daha acımasızca kuşattı dört bir yanı... bu yüzden ağaçlar takınırken en güzel takılarını, çağla bademler kütürdemeye başladı dudak aralarında.
Bu yüzden ben bu aralar kahvemi sütlü içer oldum ve bu yüzden bu aralar sabah sabah kese kağıtları içindeki hormonlu çilekler bana yapılan sürprizler oldu.
Karıncalar çıkarlerken toprak altından ve boğazdan geçerken yunuslar; herkes baharın saçlarından bir tutam yakılıyor ve o tutamda keşfediyor aşkını. sonra da omuz silkip dibine kadar yaşamaya çalışıyor bu aralar...
Dünya, her uykusunda gördüğü lakin sonrasında bir türlü hatırlayamadığı o muhteşem rüyanın en tatlı yerinde ağzını şapırdatıyor bu aralar.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder