24 Kasım 2008 Pazartesi

"az ama öz" deyip özümden kopuşum, yazı yazıyorum sanıp bilimum saçmalayışım.

oysa ben blogu, yazmaktan ne kadar vazgeçtiğimi anlatmak üzere açmıştım. kendi blogumdan önce neon'un blogunu açmak sağlıklı bir fikir değil, hala kabullenemedim. mutlaka ki kıskanıp bir şeyler yazmaya başlıyorum ya da sataşacak bir şey bulup bulaşıyorum. bu akşam her ikisini de yapıyorum işte.

yazıdan bu kadar uzaklaşıp iyiden iyiye kendime dönmüşken aslında ne kadar objektif şeyler yazmaya başladığımı fark ettim. az ama öz oluyorlar artık sanırım. bu konuda biraz da kendileriyle tanışabilme şerefine nail olmadığım diğer bloglardan arkadaşların yorumlarıyla gaz aldım galiba. onlara buradan, "beni sizler yarattınız" gibi klişe bir yalan söylemek istiyorum: "beni sizler yarattınız!". şakası bir yana tüm yorumlar için teşekkür ederim arkadaşlar.

el yazısından da klavye yazısından da bugüne kadar olduğumdan daha çok kopuğum. işim yazıya bakmaya başlayınca bu sefer kaçan ve kovalayan karakterlerin oyuncuları değişti sanırım. içimden gelmedikçe yazmıyorum. içimden de gelmiyor sıkça. teknolojiden de giderek uzaklaştığımı fark ediyorum ve üzülsem mi sevinsem mi bilemiyorum. sonrasında bir de bakıyorum ki, hep özlediğim şeyleri sevmişim. o yüzden seviniyorum. bu teknolojiyi hayatımın merkezinden çıkartıp; kendimi, kendi hayatımın merkezine koyduğum anlamına geliyor. ve yine bu, teknolojiyle az ama öz görüşmeler yapmamı sağlıyor.

demişken, hala hukuk derslerine girmiyorum. ama artık kütüphaneye gidip kitap da okumuyorum. amerikan filmlerinde izlediğimiz yalnızlığını çalışarak öldüren medya hatunlarından oldum sanırım. elimde kamera haldır huldur dolaşıyorum. hatta 1 saatlik uykuyla 9 saat çekim bile yapabiliyorum. spiderman'le karşılaşmam olasıdır. superman de olabilir.
... aslında batman'in de arabası güzel.

bir şeyleri yoluna koyarken bir şeyleri yolundan çıkartıyorum. ama yine büyüdüğümü hissediyorum. sevdiğim insanları daha çok seviyorum. olmak istediğim yerleri daha net görüyorum. kendimi seviyorum ve varlığımdan mutluluk duyuyorum. kendime artık "aferin" diyorum. neon'a da "aferin" diyorum.

bu yazı aslında çok melankolik duruyo ya? değil işte. ben çapsızım, ondan böyle oluyo. aslında çok keyifli bi yazı lan bu?

Hiç yorum yok: